Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Ortadoğu'da beklenilen lider olmak

Ortadoğu'da beklenilen lider olmak

Ortadoğu'da beklenilen lider olmak


Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel'in "21 Temmuz'a kadar hapisteki Alman vatandaşlarımızı serbest bırakın" ifadesi hakikaten sözün bittiği yer…
Bağımsız bir ülkeye başka bir ülkenin sömürgesiymişçesine hitabı, yakın dönemde siyasette yaşanmamış bir ilk…
Almanya ile Türkiye arasındaki gerilim elbette Alman vatandaşlarının gözaltına alınması ile başlamadı. Son dönemde İncirlik Üssü'nden ayrılmaları konusu ve en önemlisi 15 Temmuz kalkışmasından sonra ordudan atılan ve Almanya'dan iltica talebinde bulunan subayların durumu ki, Meclisimizi bombalayanları terörist kabul etmiyorlar, bu hitaba kadar yaşadıklarımız...
Alman Der Spiegel dergisi, "Dünyaya Karşı Türkiye" başlığıyla yayımladığı yazısında, 2004 senesinden bir alıntı yaparak, o tarihte Almanya Başbakanı olan Gerhard Schröder'in Sayın Erdoğan için, "Daha fazla özgürlük, daha az devlet müdahalesi, insan haklarının daha iyi gözetimi için verdiğiniz destek, 'Avrupa'ya taviz olsun' diye değil, bizzat sizin kendi inançlarınızdan, düsturlarınızdan kaynaklanan atılımlar Sayın Başbakan... Almanya'nın desteğine güvenin!" sözlerine yer verdi.
Oysa Almanya bugün 'diktatör istemiyoruz' diye sesleniyor aynı kişiye.
Kendileri BOP'da eşbaşkanlık yapmayı kabul ederken, İspanya ile Medeniyetler İttifakı konusunda cesaretli adımlar atarken, Arap Baharı'nda Libya'yı bombalayan uçakların İzmir'den kalkmasına izin verirken, Barzani'nin Peşmergesini "eğit-donat" ile yetiştirirken bu operasyonların muhatabı ülkeler için diktatör sayılmıyor, demokrasiyi çiğnemiyordu!
Sayın Erdoğan aynı Erdoğan, ancak Batı için galiba eski önemi kalmadı.
Zira Batı'nın planları sona yaklaştı.
2000'li yılların başında ılımlı İslam ve dinlerarası diyalogla İslam dünyasını yıpratmak isteyenler; ardından Büyük Ortadoğu Projesi ve bugün Arap Baharı ile aynı coğrafyayı direkt işgal ediyorlar.
Bu süreçte "vatan, bayrak, millet" diyenler dışlanıyor…
Gelinen noktada Erdoğan'a da ihtiyaç kalmamış durumda.
Zira İslam alemi kendi içinde Şii-Sünni kavgası ile birbirini yiyor; bir olacağına; ABD ve İsrail eksenli bir dünyaya hizmet ediyorlar, Ortadoğu kaynıyor, IŞİD benzeri örgütler kana doymuyorlar.
Cumhurbaşkanımız ise bu saatten sonra devleti ve milleti ile bir ve beraber olarak çetin bir imtihandan geçecektir. Allah yardımcısı olsun.