Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Ne uğruna?

Ne uğruna?

Ne uğruna?


Türkiye Ortadoğu'daki kana neden izin veriyor sizce?

IŞİD'i etkisizleştirmek gerçek sebep mi acaba?

Ya da ABD'nin bölgede yerleşmesine yardımcı olmak mı gaye?

Veya Barzani ile iyileşen ilişkileri bozmamak için mi çabalıyor?

İşin esası bizce bambaşka…

Musul operasyonu ile biraz daha sona yaklaşan Büyük Ortadoğu Projesi'nde (BOP) Türkiye'nin yeri malum…

Eşbaşkan sıfatı ile yıllardır 22 İslam devletinin sınırlarının değişmesine ses çıkarmıyoruz.

Sizce tek sebep bu sıfata malik olmak mı?

Musul ile mezhep savaşına dönüşen Ortadoğu batağı, bazılarına göre esasen yeni Osmanlıcılık hayalinin de gerçekleşmesine zemin hazırlıyor.

Yeni Osmanlıcılığın ise bir hayal ama gerçekleşirse manevi bir misyon yükleyeceği de ortada…

Sünni dünyanın başı olmak nasıl bir manevi misyon yükleyecekse gaye de o…

İşte Ortadoğu'da akan kana, gözyaşına, zorunlu göçe, mezhep savaşına göz yumanlar bu hayalin peşinde…

Peki hayal gerçek olur mu?

Hadislere bakacak olursak, Ortadoğu'da, Şam civarında vuku bulacak savaşların yaşanacağı doğru. Ama bu savaşları neticelendirecek kişi için söylenenler maalesef bugün çarpıtılıyor.

Hz. Resul, öldürmenin artmasını kıyametin zuhuruna yakın zamanın alametlerinden gösteriyor.

"Resulullah (s.a.v) herc artmadıkça kıyamet kopmayacaktır" buyurmuştur.

Yanındakiler, "Herc nedir, ya Resulallah (s.a.v)" diye sordular.

"Öldürmek! Öldürmek! Öldürmek!" buyurmuşlardır.

Hz. Sevban (r.a) anlatıyor: Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: "Size çullanmak üzere yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya üşüşen yiyiciler gibi birbirlerini çağıracağı zaman yakındır." Orada bulunanlardan biri, "O gün sayıca azlığımızdan mı?" diye sordu.

"Hayır" buyurdular. "Bilakis o gün siz çoksunuz lakin sizler bir selin getirip yığdığı, hiçbir ağırlığı olmayan 'çer çöp'ler durumunda olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!"

"Zaaf da nedir ey Allah'ın Resulü?" dendiğinde, Hz. Peygamber, "Dünya sevgisi ve ölüm korkusu" buyurmuştur. (Ebu Davud, Melahim, 5).

Bu halde değil miyiz?

Bir ülkeye, davet edilmeden, "meşru müdafaa hakkımızı kullanıyoruz" gerekçesi ile girdik; diğer bir ülkedeki askerlerimizi çekmemiz talep edildiği halde aldırmıyoruz; hatta açılan üçüncü bir cephede istenmediğimiz halde ısrarla "savaşacağız" diyoruz.

Bu hal, zaaf değil de nedir?

Bir noktaya daha dikkat çekelim:

Hz. Ali Efendimizin soyundan gelecek 12. İmam Mehdi'nin zuhuru öncesinde bütün dünyada ve İslam aleminde zulüm, fesat, kötülük, sapıklık, savaşlar artacaktır.

Hz. Mehdi'nin zuhur dönemi hakkında rivayetlere dayanarak şunlar söylenir:

"Sufyani ortaya çıkar ve yer yarılarak Sufyani'nin ordusunu içine alır.

Sufyani, bazı rivayetlere göre, Emevilerden Yezid b. Muaviye'nin neslinden ve halkın en kötüsüdür.

Ehl-i Beyt'e ve Ehl-i Beyt dostlarına karşı özel bir düşmanlığı vardır. Kızıl suratlı, mavi gözlü, çirkin yüzlü, zalim ve hıyanetkardır.

Dimeşk, Filistin, Ürdün, Hamas ve Kanserin içine girdiği Şam'da kıyam edecek, kısa bir süre bu beş şehri tasarrufu altına alacak; büyük bir orduyla Irak'ta Kufe üzerine hareket edecek, Irak şehirlerinden özellikle Necef ve Kufe'de büyük cinayetler işleyecek ve diğer orduyu Medine'ye gönderecektir. Medine'de Nice cinayetler işledikten sonra Sufyani'nin ordusu Mekke'ye hareket edecek, Medine ile Mekke arasında Allah'ın emri ile yer yarılacak, onlar yerin dibine gömülecek ve sonra Hz. Mehdi, birtakım olaylardan sonra Mekke'den Medine'ye, Medine'den Irak'a ve Kufe'ye gelecek ve Sufyani Irak'tan Şam'a kaçacak. İmam Mehdi, onu takip etmesi için ordu gönderecek, nihayet onu Beytü'l-Mukaddes'te helak edip, başını vücudundan ayıracaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hasan el Askeri ve İmam Mehdi, sayfa 478)

Ortadoğu'daki bu vahşeti durduracak olan tek kişi, Hz. Fatıma'nın ve İmam Ali'nin soyundan geleceği kesin olan Hz. Mehdi'dir.