Ana Sayfa » Köşe Yazıları » İmam Musa Kazım'ın ilmi

İmam Musa Kazım'ın ilmi

İmam Musa Kazım'ın ilmi


İmam Muhammed Bakır ve sonrasında gelen imamlar, ciddi bir manevi miras mektebi oluşturmuşlardır.
Bu miras Ehl-i Beyt üniversitesi diyebileceğimiz bir dolulukta idi.
Ehl-i Beyt'in manevi büyüklüğünün ve İslam'daki yerinin hatırlatıldığı mekteplerde, Ehl-i Beyt'in fıkıh, kelam, ahlak, usul esasları talebeler vasıtasıyla gelecek nesillere aktarılmaktaydı.
İmamların sahip olduğu manevi ilimlerinin halkı etkilemesinden korkan halifeler, koltuk endişesi ile onları baskı altında tutmuş, halkla aralarına perdeler çekmiş ve baş edemedikleri koltuk endişesi ile onları çekinmeden öldürtmüşlerdir.
Ancak şurası bir hakikattir ki her halife, döneminde yaşayan imamın ilmine hayran kalmış ve çözemedikleri konularda bilgisine danışmıştır.
İmam Musa Kazım devrinde de böyle olmuştur.
"Hicri 161 senesinde Halife Mehdi, Mescid-i Haram'ın ve Mescid-i Nebevi'nin genişletilmesini emretti.
Her iki mescidin yakınındaki evlerde oturanlardan evlerinin yıkımı için izin vermeyenler oldu. Bunun üzerine görüşü alınan fakihler, kişilerin evlerini satmaya zorlanamayacağını fetva verdiler.
Vezir Ali b. Yaktin ise "İmam Kazım'dan da görüş alalım" diyerek, İmam'ın görüşüne başvurdu.
Hz. imam Kazım besmele ile başlayarak şöyle buyurdu: "Eğer Kabe insanlara konuk olmuşsa, insanların oradaki binaları öncelik taşır. Şayet insanlar Kabe'nin çevresine yerleşip konuk olmuşlarsa, o takdirde Kabe çevresi konusunda daha fazla öncelik taşır."
Halife Mehdi, bu cevabı dikkate alarak, her iki mescidin çevresindeki evlerin yıkılıp genişletilmesini emretmiştir.
Mehdi döneminde yapılan münazaralardan birinde Ebu Yusuf isimli alim, İmam Musa Kazım'a şunu sordu:
"İhramlının gölgelenmesine ne dersin?"
İmam "Caiz değildir" dedi
Ebu Yusuf, "Yerde bir çadır kursa ve oraya girse olur mu?" diye sordu.
İmam, "Evet" dedi.
Ebu Yusuf, "Bu ikisi arasında ne fark var?" dedi.
Ebu'l Hasan şu karşılığı verdi: "Sence hayızlı kadın namazı kaza eder mi?"
"Ebu Yusuf, "Hayır"dedi. İmam Kazım, bunun üzerine "Orucu kaza eder mi?" diye sordu.
Ebu Yusuf, "Evet" dedi.
İmam, "Niçin" diye buyurdu.
Ebu Yusuf, "Çünkü hüküm böyle nazil olmuştur" dediğinde, İmam Kazım, "Bu konudaki hüküm de böyle nazil olmuştur" buyurdu.
Halife Mehdi, bu cevaptan sonra Ebu Yusuf'a "Bir şey yapamadığını görüyorum" der.
Ebu Yusuf, "Vurduğu taş baş yaran cinstendi" diyerek, şaşkınlığını ve hayranlığını ifade etmiştir.
Bir toplantı esnasında Halife Mehdi, İmam Musa b. Cafer'den içkinin haramlığı konusunda delil getirmesini istedi.
"İçki Allah'ın kitabında haram kılınmış mıdır? Çünkü insanlar böyle bir hüküm olduğunu söylüyorlar. Lakin Kuran'dan delil getirecek bilgileri de yok" dedi.
İmam şöyle buyurdu: "Bilakis içki Allah'ın kitabında haram kılınmıştır."
Mehdi, "Kuran'ın neresinde içkinin haram olduğuna dair bir hüküm var" diye sordu.
İmam şu karşılığı verdi: "Yüce Allah şöyle buyuruyor: 'Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınır aşmayı haram kılmıştır.' (Araf, 33) Bu ayete sözü edilen günahtan maksadın bizzat içki olduğunun açık delili şu ayettir: 'Sana şarap ve kumar hakkında soru sordular. De ki, 'her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır' (Bakara, 219) Şu halde Allah'ın kitabında içki ve kumar günah olarak isimlendirilmiştir. Yüce Allah'ın buyurduğu gibi günahları faydalarından çoktur."
Halife Mehdi, Vezir Ali b. Yaktin'e dönerek "Allah'a yemin ederim ki, bu ancak bir Haşiminin verebileceği bir fetvadır" diyerek hayranlığını dile getirmiştir.
İmamların sahip olduğu büyük manevi ilim, mektep ilmi olmayıp, bir imamdan diğerine geçen özel bir ilimdir.
Allah şefaatlerine nail eylesin.