Ana Sayfa » Köşe Yazıları » İmam Cafer'in Allah'ın varlığını ispatlayan münazaraları

İmam Cafer'in Allah'ın varlığını ispatlayan münazaraları

İmam Cafer'in Allah'ın varlığını ispatlayan münazaraları


Ehl-i Beyt imamlarının din dışı akımlarla mücadele ettikleri malumdur.
Allah'ın varlığına iman konusunu reddedenlerle de her imamın münazaraları olmuştur.
İmam Cafer döneminden birkaç örnek aktaracağız.
Hişam b. Hakem, İmam Cafer'in en yakın öğrencilerindendir. İmam, onu münazara ve kelam konusunda yetiştirmiştir.
Muhammed b. İshak şöyle rivayet ediyor: "Abdullah Deysani, Hişam b. Hakem'e sordu: Senin rabbin var mıdır?"
Hişam: "Evet, var" dedi
Deysani: "Peki, bu Rabbin Kadir midir?"
Hişam: "Evet Kadir'dir ve karşı konulmaz güce sahiptir."
Deysani dedi ki: "Dünyayı küçültmeden ve yumurtayı büyültmeden bütün dünyayı yumurtanın içine sokabilir mi?"
Hişam: "Buna cevap vermem için bana süre ver."
Deysani: "Sana bir yıl süre veriyorum" dedi ve ayrıldı.
Hişam, hemen İmam Cafer'in huzuruna vardı.
"Ey Resulullah'ın oğlu! Abdullah ed-Deysani bana öyle bir soru sordu ki, bu soruya cevap vermek için Allah'a ve Sana dayanmaktan başka çarem yok."
İmam: "Sana ne sordu" diye buyurdu.
Hişam: "Bana şöyle şöyle sordu" diye anlattı.
İmam: "Ey Hişam! Kaç duyun var?"
Hişam: "Beş duyum var."
İmam: "Bunlardan en küçüğü hangisidir?"
Hişam: "Görme duyusu."
İmam: "Peki, görme duyusunun çapı ne kadardır?"
Hişam: "Bir mercimek kadar veya ondan daha küçüktür."
İmam buyurdu ki: "Ey Hişam! Ön tarafına ve üst tarafına bak ve ne gördüğünü anlat Bana."
Hişam: "Gök, yer, evler, saraylar, kara parçaları, dağlar, nehirler görüyorum."
İmam: "Senin gördüğün bunca varlıkları bir mercimeğin veya ondan daha küçük bir şeyin içine girdirmeye güç yetiren Allah, dünyayı küçültmeden ve yumurtayı da büyütmeden bütün bir dünyayı yumurtanın içine sokabilir."
Hişam, derhal İmam'a sarıldı, ellerini, ayaklarını öpmeye başladı.
Abdullah Deysani pek çok defa İmam Sadık'ın huzuruna gelmiş ve kendisiyle konuşmuştur.
Deysani bir defasında da İmam Cafer'in huzuruna çıkarak O'na "Senin bir yaratıcının olduğuna ait delilin nedir?" diye sordu.
İmam: "Ben iki halden hariç değilim. Ya kendim kendimi yaratmışım ki, bu durumda da iki şey söz konusu olabilir: Ben kendimi yaratırken ya benim varlığım önceden vardı veya yoktu. Eğer önceden vardıysa o zaman onu yaratmaya ihtiyacım yoktu. Ama eğer önceden yoktuysam sen de biliyorsun ki, yokluk herhangi bir şeyi yaratamaz. Bu durumda üçüncü bir şey sabit olmaktadır ki, o da şudur: Benim bir yaratıcım vardır; O da alemlerin Rabbi olan Allah'tır."
Hişam diyor ki, "Deysani hiçbir şey söylemeden kalktı ve gitti."
Yine bir seferinde tavaf esnasında yanına gelen bir zındık ile uzun sohbetlerinin ardından İmam şöyle buyurmuştur: "Ey Mısırlıların kardeşi! Sizin savunduğunuz ve zaman olduğunu söylediğiniz şey insanları götürüyorsa, neden onları bir daha geri getirmiyor? Şayet geri getiriyorsa, niçin geri götürmüyor? Ey Mısırlıların kardeşi! Herkes bir irade karşısında çaresizdir. Gök yükseltilmiş, yer serilmiştir. Niçin gök yerin üzerine düşmez? Yerle gök neden birbirine çarpmaz ve yerin üzerindekiler neden birbirine girmezler?"
Zındık, "Onları Rableri ve efendileri olan Allah tutuyor" dedi.
Böylece İmam Cafer sayesinde iman etmiş oldu.