Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Mezhepsel bloklaşma

Mezhepsel bloklaşma

Mezhepsel bloklaşma


Suudi Arabistan'ın Şii bir din alimini öldürmesi ile alevlenen Şii-Sünni kamplaşması mezhep kavgasının ötesinde neticelere gebe bir hadise…
İtikadi ve ameli konularda esasen bir olan bu iki dünyada, Şiilerin ve Sünnilerin arasında imamet mevzuu dışında bir ayrım söz konusu edilemez.
Suudi Arabistan'ın ortada kesin bir sebep yokken, Şii din adamı Şeyh Nemr'in de aralarında yer aldığı 47 kişiyi idam etmesi sadece Şiilere karşı bir husumet olarak değerlendirilemez.
Mezhep ihtilafları ile karıştırılan Ortadoğu'da bu zamana kadar devletlerarası ilişkileri etkileyecek bir boyutta boykotla ilk defa karşılaşıyoruz.
Zira Suudi Arabistan'ın bu yersiz hamlesinin ardından düğmeye basılmış gibi ABD müttefiki olarak bilinen devletler de Şii İran ile ilişkileri kesmeye başladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, idamın hemen ardından İran'la hava trafiğini askıya alacaklarını, ticari ilişkileri de durduracaklarını açıkladı.
Yine Bahreyn, İran ile diplomatik ilişkileri kesme kararı aldı. Bahreyn, İranlı diplomatların 48 saat içinde ülkeyi terk etmesini istedi.
Birleşik Arap Emirlikleri ise İran ile ilişkileri 'maslahatgüzar' seviyesine düşürdü. Ülkedeki İranlı diplomat sayısının azaltılacağı ilan edildi.
Suudi devlet televizyonu ayrıca Sudan'ın İran Büyükelçisini sınırdışı etme kararı aldığını duyurdu.
Bu tablo bizce BOP'un ve Arap Baharı'nın şekil değiştirmiş halidir.
11 Eylül'ün hemen sonrasında gelişen olayları hatırlayalım.
ABD, Afganistan'ı işgal etti, demokrasi gerekçesi ile Irak'a girdi; Arap Baharı sürecinde Katar'ın yani ABD'nin müttefikinin parasal desteği ile Libya'da, Mısır'da, Tunus'ta darbeler oldu; Suriye'de Esad'a karşı muhalifler kışkırtıldı, desteklendi.
Şiilerin katline fetvalar verildi.
El Kaide, Taliban, Müslüman Kardeşler, Boko Haram, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütler yine ABD'nin finansmanı ile Ortadoğu'da kan kusturdular.
Bugünse Şii ve Sünni ayrımı üzerinden devam ettirilen hareket şekil değiştirmektedir.
Bizce ABD savaş sahnesinden çekilecek, İslami örgütler yerini ABD müttefiki olarak varlığını sürdüren iktidarlara bırakacaktır.
Yani örgütlerden devletlere kayan bir mezhepsel blok savaşına gidiyoruz.
Bir tarafta Sünni ve Amerikancı devletler, diğer tarafta Rusya ve Şii dünya…
Tıpkı nedensizce Şii alimi öldüren ve İran'a hemen ambargo koyan Suudi Arabistan gibi; benzerlerini sık sık yaşamasına rağmen sınır ihlali gerekçesiyle Rus uçağını düşüren ve bir anda Rusya ile ipleri koparan Türkiye de maalesef bu bloklaşmada yerini almaktadır.
Türkiye'nin safı Sünni diye gösterilen ancak arkasında ABD ve İsrail'in yer aldığı yanlış taraftır.
Şii alimin idamının ardından RIA Haber Ajansı'na konuşan üst düzey bir Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, "Eğer talep edilirse var olan ve yeni ortaya çıkan sorunları çözme konusunda arabulucu rolü oynamaya hazırız" açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin Rusya gibi bu hadiseyi bir din veya mezhep savaşının çok ötesinde Ortadoğu'yu parselleme savaşı olduğunu görmesini bekliyoruz.
Ortadoğu'da İran veya Türkiye üzerinden yapılacak bir hamle, telafisi olmayan büyük paylaşım savaşını başlatacaktır.