Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Yeni bir anlayış şart

Yeni bir anlayış şart

Yeni bir anlayış şart


Seçimlerin üzerinden bir ay geçmesine rağmen halen netleşen bir koalisyon senaryosu bulunmuyor.
AKP'nin CHP ile koalisyon kurması halinde tabanında oy kaybedeceği endişesi, CHP'nin de Ak Parti ile koalisyonda eriyeceği korkusu var. MHP ise HDP'nin yer aldığı bir birliği şiddetle reddediyor.
Maalesef, partiler arasında kamplaşmaya giden ve tabana da yayılan bu hal bizlere zarardan başka bir şey getirmez.
Türkiye üzerinde global güçlerin bitmeyen hesapları herkesin malumudur. Özellikle Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ülke birliğinin parçalanmasını ve kaynaklarının ele geçirilmesini arzu ediyorlar.
Global güçler Türkiye'deki kamplaşmayı bu sebeple vücuda getirdiler ve körüklediler. Devam etmesine de teminat oldular.
Birçok zaruri sebepleri göz ardı ederek takınılan düşmanca tavırlarla bugüne kadar gelindi.
Özellikle 80 vekil alan HDP'nin sahip çıktığı Kürt kardeşlerimizin yüzü gülmemiş, karnı doymamış, cebine para girmemiştir. Fakirlik, işsizlik, terör her gün hayata mührünü vurmuştur.
Gelinen bu noktada Güneydoğu insanı Türk milliyetçileri kadar vekil alarak Meclis'e girme başarısını gösterdi. Şimdi karar zamanı: Meclise giren bu grupla, ülkenin birliğini temin için beraber yürüyecek miyiz, 'hayır, yine silahı alıp dağa çıkın' mı diyeceğiz?
MHP'ye sorarsan, Meclis'te bunlarla olmak doğru değil, hakları için yine dağa çıkmaları lazım.
Demokratik yollarla seçilen bu vekillerin başka yollarla hak araması bir cinayet olacaktır.
Demokrasiye karar vermiş ve bu yolda yürüyen bir partinin elbette Türkiye'de söz sahibi olması gerekmektedir.
Bugün işsiz, aşsız, hastalıklar içinde çaresiz Güneydoğu insanı dindardır, vatanperverdir.
Dağa taşa 'Tek Yol İslam' diyerek milleti Hıristiyanlık rıhtımına taşıyanlarla, milliyetçilik adı altında kamplaşmayı körükleyenler arasında biz fark göremiyoruz.
Her ikisi de algı yönetimini kullanarak, bilerek ya da bilmeyerek bizi yıpratmaktadır.
Gelinen puslu koalisyon ortamında, öncelik milletin ve memleketin selameti olmalıdır.
Kamplaşmaları bırakarak, "dini bir, vatanı bir, bayrağı bir" olan milletimizin geleceğini beraber hareket ederek şekillendirmeye mecburuz.
Türkiye'de kim, niçin söz sahibi olmayacak sorusunu sorduğunuzda aldığınız cevap, yine aynı algı yönetimine göre; vatanı, milleti, devleti ve dini savunan da sakıncalıdır, HDP de sakıncalıdır.
O halde HDP'yle vatan, millet, devlet ve din müdafaası niçin yapılmasın?