Ana Sayfa » MEM » Milli Ekonomi Modeli'nde Enerji Politikası

Milli Ekonomi Modeli'nde Enerji Politikası

Milli Ekonomi Modeli'nde Enerji Politikası


1. 20. yüzyıl petrolün lider olduğu bir yüzyıl idi. 21. yüzyıl ise suyun lider olacağı bir yüzyıl olacaktır.

2. Ülkemizin yıllık enerji ihtiyacı 130 milyar kilovat saat elektrik üretimi gerekmektedir.

3. Ülkemizde;

a. Kömürle çalışan termik elektrik santralleri,

b. Fuel-oil ile çalışan termik elektrik santralleri,

c. Doğalgaz ile çalışan elektrik santralleri,

d. Su ile çalışan hidroelektrik (barajlar) santralleri,

ile elektrik üretimi yapılmaktadır.

4. Bunlardan kömür ve su ülkemizin temel kaynaklarından, diğerleri ise ithal kaynaklardır.

5. Halen Türkiye'de genel politika olarak, kömür santralleri devreden çıkartılmaktadır. Buna gösterilen gerekçe ise hava kirliliği oluşturmasıdır. Bunun yanında birçok şehirden halen kontrolsüz olarak evlerde ısınma amacıyla kömür yakıldığı herkesçe malumdur.

Halbuki kömür santralleri hava kirliliğine sebebiyet vermemesi reorganize edilebilir. Desülfirizasyon tesisleri ve bacaları kurularak, varsa iyileştirilerek hava kirliliği oluşturulması önlenebilir.

Ayrıca burada ele alınması gereken esas mesele yakılan kömür cevherinin ıslah edilmesidir. Çünkü kirliliğe sebep kömürdeki kükürt oranı ve nem oranının yüksek olmasıdır. Bu iki oranda, maden çıkışında yapılacak operasyonla hava kirliliği sınır değerine çekilebilir.

6. Ülkemizin nehirleri üzerinde kurulan barajlar vasıtasıyla elektrik üretimi yapılmaktadır. Bu üretimin önündeki en büyük engel yatırım mahiyetinin yüksek olması ve yatırımın devreye alma süresinin uzun olması. Örneğin Atatürk Barajı 15 yılda tamamlanmış ve devreye alınmıştır.

Çözüm; bir seferde 30 veya 40 megavat saat üretim yapacak türbinler içeren barajlar yerine 5-10 megavat üretim yapacak daha küçük türbinler içeren barajlar kurmak ve böylece barajların yatırım maliyeti ve devreye alınması kısaltılabilir. Ayrıca bu tip üretimler yerinde elektrik kullanımı sağlanırsa kayba uğramadan daha verimli hale getirilebilir. Yani baraj kurulacak bölgeye aynı süreç içerisinde elektriği kullanacak sanayi tesisi kurulması planlanmalıdır.

7. Türkiye'ye doğalgaz hala Rusya'dan; Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan üzerinden geçerek 14 milyar metreküp, ayrıca Cezayir'den gemilerle sıvılaştırılmış olarak 4 milyar metreküp olarak gelmektedir.

Son yapılan araştırmalar çerçevesinde mavi akım projesiyle Rusya'dan Karadeniz'in 2000 metre altına döşenecek boru hattı ile yılda 16 milyar metreküp yine İran'dan; Doğubeyazıt-Erzurum-Kayseri-Ankara güzergahı üzerinden yılda 10 milyar metreküp doğalgaz gelmektedir.

Devlet Planlama Teşkilatı'nın raporuna göre Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacı 80 milyar metreküptür.

Çözüm;

a. Türkmenistan-Azerbaycan doğalgaz boru hattının bir an önce planlanmasını sağlayarak 26 milyar metreküp gazın temini ve Irak petrol boru hattına paralel döşenecek doğalgaz boru hattını inşası ile 10 milyar metreküp gazın teminidir.

Böylece Rusya'dan 100 dolara 1000 metreküpe mal edilen doğalgaz ortalama 50 dolara düşürülecektir, ayrıca Rusya'ya bağımlılıktan da kurtulunmuş olunacaktır.

8. Ülkemizin fuel-oil ihtiyacı % 90 dışardan sağlanmaktadır. Fakat bununla ilgili olarak Irak petrol boru hattı kullanılmakta diğer ihtiyaç ise tankerler veya gemilerle temin edilmektedir. Boru hattı ile nakledilme maliyeti diğerine göre % 50 daha ucuz olmaktadır. Bu sebeple mutlaka Bakü-Ceyhan boru hattı yapılmalıdır. Yine bu hat ülkemizin transit taşımacılıkta önemli bir konuma gelmesini sağlayacaktır.

9. Tüm bunların yanında alternatif enerji kaynaklarının kullanımı da yaygınlaştırılacaktır.

a. Nükleer enerji santralleri kurulması,

b. Güneş enerjisi,

c. Rüzgar enerjisi,

d. Jeotermal enerji,

e. Biomas enerji,

f. Yakıt hücreleri (Alevsiz gaz yakılması, metan-hidrojen yakımı)

g. Akıntı enerjisi,

h. Dalga enerjisi.

A. Nükleer enerji yaklaşık 60 yıldır tüm dünyada kullanılmasına rağmen ülkemizde sürekli engellenmiştir. Tehlikesiz diğer yakıt türlerine göre çok daha azdır. Çünkü güvenlik tedbirleri kat kat daha fazla alınarak inşa edilmektedir.

B. Güneş enerjisinin tam olarak kullanılması halinde Türkiye'nin ihtiyacının tamamını karşılaması mümkündür.

C. Rüzgar enerjisi ülkemizin ihtiyacının % 20'sini karşılayabilecek, yatırımı kolay ve çabuk enerji kaynağıdır. Batı Anadolu, Çanakkale, Ayvalık, İzmir, Kuzey rüzgarı, ayrıca Sinop-Samsun bölgesi.

D. Jeotermal enerji bugüne kadar kaplıca turizmi olarak kullanılmıştır.

Bu kaynaklar;

-Şehirlerde ısıtma amacıyla,

-Sanayi de buhar üretimi amacıyla hemen kullanıma sunulabilir.

E. Biomas enerji: Hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde tezek yakılarak kullanılmaktaydı. Şimdi bunu sanayi haline getirerek büyük şehirlerin çöp dağlarını yakarak oluşan metan gazını bu enerjinin kaynağı olarak kullanacağız.

F. Yakıt hücreleri sistemi: Yabancı ülkelerde kullanılan, uzay teknolojisinin kazandırdığı alevsiz yakma sistemidir. Alev yakıtı yakarken bir enerji harcamakta ve yakmadan elde edilecek verimi düşürmektedir. Bu sebeple metan veya hidrojenin alevsiz yakımı uygulanmaktadır.

G. Akıntı enerjisi: Yüksek bir hızla akan nehirler üzerinde kurulacak değirmen sistemlerinin sağlayacağı dönme kuvvetiyle elektrik üretilebilecektir.

H. Dalga enerjisi: Yoğun ve yüksek dalga boylarına ulaşılan kıyılarda kullanılabilmektedir. Özellikle Sinop ilimizde düşünülmektedir.