Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Çanakkale'de hangi barış

Çanakkale'de hangi barış

Çanakkale'de hangi barış


Çanakkale'de hangi barış

Dış politikada kırmızı çizgilerini kaldıran hükümet, şimdi de kan dökerek kazandığımız büyük zaferlerin kutlama törenlerini değiştiriyor.


Türkiye Barış Zirvesi'ne hazırlanıyor.

Şu ana kadar Çanakkale Zaferi'nin 100. Yılı etkinliklerine ve Barış Zirvesi'ne 24 devlet başkanı, 8 başbakan ve 30 bakan katılacaklarını bildirdi.

Bir asır önce ülkemizi işgal için deniz aşırı memleketlerden gelerek aylarca savaşanları devlet törenleri ile karşılayıp o zaferi anacağız.

Anma törenlerinden önce Barış Zirvesi düzenleyeceğiz. İngiltere Prensi Charles ve oğlu Prens Harry'in de katılımcılar arasında yer alacağı törenlerde herhalde İngilizlerin yüzyıllardır değişmeyen İslam karşıtı siyasetini konuşacaklar. Türk devlet adamları şunu çok iyi anlamalılar ki, savaşların ana nedeni inançlardır. Batılı ülkelerde inanç farkı bir kenara bırakılarak siyaset belirlenmez.

Asırlardır nokta şaşmadan uygulanan İngiliz siyaseti Ortadoğu'da Hicaz bölgesinin Osmanlı'dan koparılışını sağlamıştır. Yine onların kurdurduğu mezhep, o bölgede İslam'a ciddi tahribatlar yapmıştır.

Bugün de sömürgeci zihniyetini değiştirmemiş İngiltere; Hindistan'da doğan ve Anadolu'da halen etkileri görülen büyük bir ekolü İslam dünyasının bağrına hançer misali sokmuştur.

Bunlar dünün, bugünün ve yarının İngiliz siyasetidir. Bizler ise halen barıştan söz ediyoruz.

Ortadoğu yine kan gölü… Müslüman coğrafyalardan bombalar, silah sesleri, kan ve gözyaşı eksik olmuyor. Onlar adı barış olan ama esasen sömürü ve işgalin meşruiyetini sağlayan bir yol izliyor.

Müslümanların ölümüne, kaynaklarının kullanılmasına çalışan bir dünya ile hangi barışı kutlayacağız?

Kaldı ki, Çanakkale Zaferi barış ile sonuçlanmışsa bu Atatürk'ün ve Türk askerinin savaşarak elde ettiği bir zaferdir. Yoksa kimse bize barışı armağan etmemiştir.

Halen Güneydoğu sınırlarımızı kabul etmemiş ABD'yi stratejik ortak görenlerin savaştıklarımızla Barış Zirvesi yapması da gayet doğaldır.

Ayık olması gereken, kırmızı çizgilerini yitiren bizleriz.

Bakınız, bundan 5 ay önce Türkiye'yi ziyaret eden Papa Françesko, geçtiğimiz günlerde Ermeni soykırımını tanıdı. Sayın Erdoğan, Papa'nın Türkiye temasları için 'ayrı düştüğümüz bir konu yok' açıklamasında bulunmuştu. Ermeni soykırımının tanınması 4T olarak adlandırılan "tanıma, tanıtma, toprak ve tazminat" taleplerine Vatikan'ı da dahil etmek manasına geliyor.

Papa, Türkiye temaslarında Hıristiyan dünyayı birleştirmekten bahsettiğinde, 'kime karşı birleşecekler' sorusu aslında kendiliğinden cevaplanıyordu.

Batının bakışı bizden çok farklı ve sadece kendi menfaatleri üzerine kurulu…

Şu soruyu sorarak bitirelim: Siz hangi milletin zafer bayramını onlarla birlikte kutlamak için davet edildiniz?