Ana Sayfa » Prof. Dr. Haydar Baş'tan Mesajlar » Çiftçileri Bilinçlendirmeliyiz

Çiftçileri Bilinçlendirmeliyiz

Çiftçileri Bilinçlendirmeliyiz

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Biz çiftçilere tohumunuzu, gübrenizi, elektriğinizi bedava vereceğiz, ürünlerini alıp pazarlama garantisi vereceğiz, dedik. Bu sözlerin hiçbirini bu millet duymadı. Şimdi de 'eyvah, ne oldu' diyor. Bu nedenle tarım köylüsünün ayıkması lazım" şeklinde konuştu.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Meltem TV'de yayınlanan Diyalog Programı'nda kurmaylarıyla birlikte Muharrem Bayraktar'ın sorularını cevapladı. BTP Lideri, programda özellikle tarım kesimine seslenerek, şunları söyledi: "Biz çiftçilere tohumunuzu, gübrenizi, elektriğinizi bedava vereceğiz, gerekirse işçiliğinizi bedava yapacağız, ürünlerinizi alıp pazarlama garantisi vereceğiz, dedik. Bu sözlerin hiçbirini bu millet duymadı. Kendisine hiçbir şey vermeyen adamların peşinden koştu, şimdi de 'eyvah, ne oldu' diyor. Elbette bu işin sonu bu olur, başka bir şey olmaz. Bunu nasıl duymazsın? Ben sana diyorum ki; tohumun, gübren, suyun, elektriğin, pazar bulma devletten, sana sadece çalışmak düşüyor. Bu nedenle tarım köylüsünün ayıkması lazım."

Türkiye'yi ayağa BTP kadrosu kaldıracak

Ekonomiyi iyi ve tek bilen kadronun BTP kadrosu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş, şunları kaydetti:

Sen toprak üstünde yalınayak yürümeyeceksin, çapa ile tohum ekmeyeceksin, inek bekleyip koyun gütmeyeceksin ve tarımdan anlayacaksın. Bu işler kitabi değildir. Ben yük sepeti taşıdım, ineklerin peşinden koştum, tarlada çapa yaptım. Bu işi bilen insanız. Bunları yapan insan, çiftçinin ve hayvan yetiştiricisinin halinden anlar. O nedenle diyorum ki vatandaşlarım, sizin çıkış kapınız BTP'dir. BTP'nin kapısına gelmeden, el ele tutuşmadan, omuz omuza vermeden ve gönül birliği yapmadan bir şey kazanmamız mümkün değil. Zaten kabul etsek de, etmesek de Türkiye'de tehlike çanları çalmaya başladı. Ülke neredeyse bölünme noktasına geldi. Fiilen bölündü. Biz fiilen bölünen bir ülkedeyiz. Millet hala tereddüt ediyorsa, burada ciddi sorun var, demektir. Onun için vatandaşlar lütfen ayıksın... Ben şahsen AK Partisi'nde hata bulmuyorum zira bunlar 'ben şunu, şunu yapacağım' demedi. Böyle bir iddiası da yok. Oradan Peygamberlik iddiasında bulunan da çıkar, başkası da zira baktılar ki vatandaşlar sürü gibi peşlerinden geliyor. Bundan takriben 7 yıl evvel seçime gireceğiz. Birisi bana 'Hocam, fazla koşma' dedi. 'Niye? Bizim milleti ayıktırmamız lazım' dedim. Dedi ki, 'Siz onu yaparsınız ama biz bir gecede bu işi bağlarız.' Adam bir gecede işi bağlıyor. Bir çuval kömüre, bir torba una, şekere vesaire iradeni teslim edersen, bu işin sonu da bu olur. Ben Eskişehir'de Porsuk Çayı'nın kenarında bin dönüm arazi aldım. Oradaki insanlar hoş insanlar, faydam olsun diye çiftlikler kuracağım. Arazinin dönümü 400-500 TL. En iyi yeri 1000 TL. Fransız şirketi aldığım yere yüzde 100 kar verdi. Ben kar maksadıyla almadım. Satmadım, satmam da... Adamlar orada toprak topluyor. Bunun vebali sadece siyasetin değil, aynı zamanda o halkındır da. Koskocaman köyde ya 5, ya 10 hane kaldı. Topraklar terkedildi. Nereye gitti bu millet? Şehre indi, kapıcılık yapıyor. Neticede millet ayıkmadan bu işler olmaz. Bu milleti ayağa kaldıracak tek hareket, BTP hareketidir. Adam buğdayını, ineğini, tavuğunu, sebzesini satamıyor. Ondan sonra Kurban Bayramı'nda kurbanlık hayvan bulamıyor."

Birliğimiz tehdit altında
Ülke ayaklarımızın altından kaydığı için feryat ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş,
Aklımızı başımıza alalım. Bu gitti mi, bir daha geri alamazsın" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "Bir gün birisi bana 'Hocam siz rüzgarı arkanıza alamıyorsunuz' dedi. Ben de dedim ki, "Rüzgarı değil fırtınayı arkama alacağım ama zamanı var. Ben milletimizi geçmişteki akaidine sahip çıkan bir dönem yaşadığını zannediyordum. Ama baktım ki, kendini kandırıyor. Şimdi Allah'ın izniyle ben kadromu yetiştireceğim, bugün değilse yarın bu millet ayıkacak çünkü kulağına bizim kadromuz her gün 'uyan' diye vuracak. Şu anda biz bir hafta içinde halka açık 300 program yapıyoruz. Ortalama 300 kişiden 90 bin insana hitap ediyoruz. Bunlar birer, ikişer kişiye anlatsa, haftada 200 bin insanımıza ulaşıyoruz. Bunu bir ay sonra 500 programa çıkartacağız. Zaten de deprem de 7-8 büyüklüğünde geliyor. Ben Türk milletinin ayıkacağını umuyorum. Sürmene'de 80 yaşındaki bir amca, 'Allah, Haydar Hoca'dan razı olsun. Dinimizi şimdi öğreniyoruz' dedi. Adamlar asırlardır batılı hak diye Müslümana yutturmuşlar. Kuran ayetlerinde Allah, Ehl-i Beyt'i övüyor ve sevmemiz lazım geldiğini buyuruyor. İmam Şafii Hazretleri, 'Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır' diyor. Sünnilik hakkında ilan ediyorum, biri bana bir ayet getirsin. Öleceğim sabaha kadar ayaklarını yıkayıp suyunu içmezsem namerdim. Böyle bir şey yok! Muaviye'nin adetlerini Sünnilik olarak Ümmete Muhammede yutturdular, yutturuyorlar. Bir hadis-i şerif getirsinler. O da yok... Bugüne kadar siyaset anlayışı da bu batıl din üzerine bina edildiği için şimdi beklediğin uygulamayı göremiyorsun."